Prof. Dr. Nuray Erkan Midye Tüketirken Dikkat Edilmesi Gerekenleri Anlattı

Gıdalarda oluşabilecek fiziksel, kimyasal ve biyolojik zararları önlemeyi amaçlayan gıda güvenliği, son dönemlerin dikkat çeken konuları arasında yer alıyor. Gıda kaynaklı hastalıkları engellemek için tedbirler ortaya koyan gıda güvenliğini tehdit eden durumlardan birisi de su ürünlerinin yasa dışı avcılığı. Son dönemlerde Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde gerçekleşen yasa dışı midye avcılığı, sağlıklı ve güvenli gıda tüketimi konusunu tekrar gündeme getirdi. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Erkan, midye ve diğer su ürünlerinin avlanması hakkında bilgi vererek, “Sağlıklı üretim ve güvenli gıda teminatı veren sertifika sahibi işletmeler öncelikli olarak tercih edilmelidir” dedi.

Suyu filtre ederek beslenen ve suyun içerisinde bulunan olası kimyasal ve mikrobiyolojik kirliliği bünyesine alan midye, bulunduğu bölgedeki suyun temizliği bakından gösterge olan bir organizma olarak nitelendiriliyor. Kimyasal kirleticiler tarafından yoğun biçimde kirletilmiş sanayi bölgelerinde yapılan midye avcılığı ise sağlık risklerini beraberinde getiriyor. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Gıda Güvenliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuray Erkan, Tuzla Tersaneler Bölgesi’nin sanayi atıkları bakımından yoğun deniz kirliliğine sahip bir bölge olduğunu belirterek, bu bölgede yapılan yasa dışı avcılığın toplum sağlığını tehdit ettiğini ifade etti. Bölgenin normalde midye avcılığına kapalı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Erkan, “Böyle bölgelerde yapılan denetimler ciddi şekilde sıkılaştırılmalı ve ele geçirilen midyelere anında el konularak bunların piyasaya sürülmesine engel olunmalı” şeklinde konuştu.

“Midye, Zengin İçeriğiyle Değerli Bir Gıda Maddesi”

Midyeye toplum genelinde hep şüpheyle yaklaşıldığını aktaran Prof. Dr. Erkan şu ifadelere yer verdi: “Midye bilinenin aksine yüksek protein, düşük yağ içeriği, düşük kalori değeri, vitamin ve minerallerce zengin içeriği ile değerli bir gıda maddesidir. Ancak suyu filtre ederek beslenir ve bulunduğu bölgedeki suyun temizliği açısından da bir göstergedir. Sanayi bölgeleri kimyasal kirleticiler bakımından oldukça yoğun şekilde kirlenmiş bölgelerdir. Doğal olarak buralarda bulunan midyelerin kimyasal kirleticilerle kirletilmiş olmaları, tüketimleri halinde sağlık risklerini beraberinde getirir. Bu koşullarda avlanmış midyelerin tüketime sunulması, insan sağlığını tehdit eder. Bu duruma engel olunması için kaçak avcılıkla ilgili denetim ve kontroller sıkı bir şekilde yapılmalı ve yasak avcılık yapanlara ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.”

Sanayi Bölgesinden Toplanmış Midyeler Zehirlenmelere Yol Açıyor

Özellikle sanayi bölgesinden toplanan midyelerde ve diğer kabuklularda ağır metaller olabileceğini aktaran Prof. Dr. Erkan, kirleticilerle yüklenmiş midyelerin tüketiminin zehirlenmelere ve hastalıklara yol açacağını kaydederek, bu zehirlenme ve hastalıkların mikrobiyal kaynaklı zehirlenmeler gibi ishal, kusma, mide ve bağırsak rahatsızlıkları şeklinde hemen ortaya çıkmayabileceğini vurguladı. Kirleticilerle yüklenmiş midyenin sürekli tüketiminin nesilleri etkileyen rahatsızlıklara meydan verebileceğini söyleyen Prof. Dr. Erkan, “Ağır metallerden cıva; böbrek, karaciğer ve beyin fonksiyonlarında negatif olarak etkisini gösterirken, kurşun; kadmiyum sinir sistemi ve kemiklerde birikim göstererek ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlar” ifadelerini kullandı.

“Az Bir Miktar Olsa Bile, Düzenli Tüketilirse Zarar Verir”

“Bir midye dolmada 3-5 gram midye var, bu kadar az tüketimden bir şey olmaz” şeklinde bir düşüncenin yanlış olduğunun altını çizen Prof. Dr. Erkan, çok az bir miktarın düzenli olarak tüketilmesinin de zehirlenmeleri beraberinde getirebileceğini aktararak “Piyasaya sürülen, satışa hazır ve işlem görmüş ürünlerde de izleme ve denetleme kontrollerinin yapılması gerekir. Kontrollü koşullarda ve temiz sularda yetiştiriciliği yapılan sertifikalı midyeler güvenli tüketim için uygundur” şeklinde konuştu.

Midyelerdeki bir başka önemli sorunun da mikrobiyal tehlikeler olduğunu belirten Prof. Dr. Erkan ifadelerini şu şekilde sürdürdü: “Sulardaki mikrobiyal kirlilik, gıda maddesinin hazırlanması, işlenmesi ve satışı sırasında uyulmayan hijyenik koşullar tehlikenin bir başka boyutudur. Bizim ülkemizde özellikle midye dolma şeklinde sokakta, açık alanlarda, herhangi bir tedbir alınmadan satışa sunulan bu ürünler, her türlü çevresel kirliliğe maruz kalmakla birlikte, ürünün hazırlık aşamasında da hijyenik koşullarda üretim yapılmıyorsa, bu durum gıda zehirlenmelerine ve gıda kaynaklı hastalıklara neden olabilmektedir.”

“Güvenli Gıda Sertifikalarına Önem Verilmeli”

Sağlıklı ve temiz midye tüketimi için açıkta satılan midyelerin tercih edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Erkan, toplumda yaygın olarak yer alan “Daha önce yedim, bir sorun yaşamadım” şeklindeki güven duygusunun tehlikesine işaret ederek, “Açıkta satılan hiçbir yiyecek tercih edilmemelidir. Bu şekilde satılan her türlü gıda maddesi zararlı maddelerin bulaşıcılığına açıktır. ISO 22000 ve HACCP gibi kalite sertifikasına sahip yetkili birimlerce, gıda güvenliği bakımından denetlenen işletmeler tercih edilmelidir” dedi.

“Fakültemiz, Gıda Güvenliği Alanında Önemli Çalışmalar Yapıyor”

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’nin mevcut kadrosu ve laboratuvarları ile hem bilimsel olarak hem de toplum sağlığı konusunda bilinç uyandırmak amacıyla önemli çalışmalar yaptığını kaydeden Prof. Dr. Erkan, “Su Bilimleri Fakültemiz olarak gıda güvenliği alanında, kimyasal ve mikrobiyolojik kirlilik konularında oldukça yetkin ve güzel çalışmalar gerçekleştiriyor ve bu çalışmalarımızın sonuçlarını yetkililerle paylaşıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Haber: Neslihan Deniz KALKAN
Fotoğraf: Hüseyin AKA
İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü